Aşk Veyselin hayatını anlatan bir filim yapılmıştı. Filim Veyselin köyünde çekilmişti. Veyselin gençliği köyde. Kıraç, ağaçsız, yalnız bir köy. Veyselin gençliği Osmanlı devrinde geçmiştir. Buraya kadar filime, bu köye izin verilir. Ama Veyselin son yıllardaki hayatı da aynı köyde geçer. Geçmiştir. Zavallı rejisör ne bilsin. Veyselin bugün de hayatının geçtiği köyü olduğu gibi çeker. Köy, Veyselin gençliğinde aynı, bugün de aynı. Bugün aynı olamaz. Sansür şırrak diye keser. Türkiyede böyle köy kaldı mı? Yaşasın sansür. Hiç böyle köy olur mu Türkiyede! Ne haddine! Her bir yanı gül gülistan etmedik mi? Sonra efendim, filimin son kısmını yasak etti sansür. Bugünkü gördüğümüz, içinde yaşadığımız Veyselin köyü Osmanlı çağının köyü olarak kaldı. Onun yerine modern bir çiftlik buldular. Veyselin köyü filimde Osmanlı köyü olarak kaldı. Bu çiftlik de Veyselin modern, şimdiki köyü oldu. Filimin sonu öyle komik ki... Traktör sesini duyan Veysel gülümsüyor, seviniyor. Ben biliyordum ki, zeki, büyük Veysel, kuş uçmaz, kervan geçmez köyünü böyle traktörlü, bahçeli köy haline getiren yalana gülüyordu. Bu yalanlardan ne kazandık? Veyselin Osmanlı köyü bütün sefaletiyle orada durup durur. Filim de geldi geçti. Bir tek işe yaradı, o da, düşünce kıtlığımıza, düşünce yoksulluğumuza bizi güldürdü.